14 Haziran 2011 Salı

Onların İşi Abartmak : Promotörler


Tüketim çılgınlığını artırmak için başvurulmuş bir yoldur promotörlük. Etkili satış, pazarlama niteliklerine sahip,  müşteri psikolojisi ve saha deneyimi olan promotörler, tarafsız bir tezgahtar havasıyla mağazalarda kendi ürünlerinin ajanlığını yapıyorlar.Promotör İngilizce promoter kelimesinden geliyor ve manası “teşvikçi” demek. Bir nevi kendi markalarının mağazalardaki özendirmecilik vazifesini üstlenen kişiler. Özellikle büyük teknoloji mağazalarında normal satış danışmanı gibi görev yapmaları tehlikeli yanlarından biri. Çünkü sadece bağlı bulunduğu markanın tanıtım ve satışından sorumlu kişiler olmalarına rağmen ilk bakışta tarafsız bir tezgâhtar görüntüsü veriyorlar. Promotörler, tüketici ile birebir ilişki içinde olduğundan dolayı markaların en büyük pazarlama görevlerini de yürüten kişileri aynı zamanda. Bazen de teknoloji, donanım ve servis sahalarında geri kaldıkları diğer firmalarla olan açıklarını bu şekilde kapatmaya çalışan firmaların saha ajanları olarak karşımıza çıkıyorlar. Markalar, reklam ve tanıtım faaliyetleri ile yapamadıklarını promotörler sayesinde birebir müşteriyle bağlantı kurarak yapmaya çalışıyorlar.Promotörler psikoloji, etkin satış, pazarlama teknikleri gibi satış artırma ve müşteriyi etkileme amaçlı biz dizi eğitime tabi tutulur. Bu eğitimleri markalar bizzat kendileri vermektedir. Eğitim verdikleri promotörleri sanki bir ajan gibi büyük teknoloji mağazalarına yerleştirerek, kendi satış hacimlerini artırmayı hedefler ve nitekim hedeflerine de ulaşırlar

**İnsan ve Hayat dergisi haziran sayısında yayınlanan yazımdır.

10 Ocak 2011 Pazartesi

ÜNİVERSİTEDEN GİRİŞİMCİLİĞE KONFERASINDAN NOTLAR-2

ALİ  AĞAOLU'NUN KENDİ AĞZINDAN  BAŞARILI YAŞAM ÖYKÜSÜ

Ali Ağaoğlunun hayatı bir azmin ve bir başarının öyküsüdür aslında.Bilinenlerin aksine baba parasıyla değil kendi emekleri ve iş yapabilme kabiliyetiyle oluşturulmuş bir yaşam öyküsüdür.Yeri geldiğinde aynı çorabı yıkayarak onbeş gün giymiş hüzünlü bir yaşantısı yeri geldiğinde ise ulaşılmayacak mükemmel bir hayatı vardır 
Ali  Ağaolunun.
 Kendi ağzından duyduğum kadarıyla yaşam öyküsü;
Karadenizli bir ailenin çocuğuyum.Doğma büyüme İstanbulluyum ama Ofluyum derim hep..Benim beş yaşımdaki oğlum bile ofluyum diyor.1954 doğumluyum.Asıl sıfırdan gelen babamdı.Babam iyi bit tüccar iyi bir müteatti.Ticarette örnek aldığım insanların başından gelirdi  babam.
Ümraniyeliyim ilkokula giderken o zamanlar tramvay Ümraniyenin o yüksek kısmına çıkmaz aşağı kadar  gelirdi ordan da  minibüsle yukarı çıkardık.Kışın kar yağdığında ben dörtteyken beşinci sınıfların hocası gelmez ben onlara ders anlatmaya giderdim hoca olarak.Babam fırıncıydı bende okuldan çıktıktan sonra fırının muhasebe hesaplarını tutardım.O zamanlar mikrodalga fırınlar olmadığı için kadınlar evde açtıkları baklavaları tepsilerle bize getirir bizde 25 kuruşa pişirirdik..Ben muhasebe hesaplarını tutar o 25 kuruşu da kendim alırdım.Orta okulu elit bir kolejde okudum.Kolejin tenis kortları bile vardı o yıllarda.Okulun 
tenis kortları yapılacak ihale açıldı.Ben ihaleye girdim kazandım ihaleyi.Teneffüs de arkadaşlarım  tuvalette kaçak sigara içerken ben dışarıda mühendislerin başındaydım.Benim en büyük servetim iş yapabilme  kabiliyetimdir.Ben hep işin içinde hayatın içindeydim.Liseye başladım Kabataş Lisesinde.Lisedeyken babamın fabrikaları,inşaat şirketleri filan vardı bayağı iyiydi işleri.Babam birkaç kalp rahatsızlığı geçirdi.Amcam da babamla ortak olduğu için beni okuldan alıp işlerin başına geçirdi.Bir sene idare ettim işleri iyi de kar ettirdim.O arada babam iyileşti tekrar işlerin başına geldi ama ondan sonra başladı babamla benim aramda kuşak çatışması.Yetmiş yedi senesiydi oturdum babama  bütün hesapları çıkardım bak bu kadar kar etmişim deyip bütün hesapları teslim ettim,cebimdeki 25 kuruşu da çıkarıp verdim,arabaların anahtarını da verdim.Aldım ceketimi çıktım.Zirvedeyken bir anda sıfıra indim.Bunu yapmak o kadar kolay değil zirveden sıfıra inmek.Hiç unutmam on beş gün aynı çorabı yıkayıp tekrar giydiğimi.Cebimde simit alacak para olmadığı için yemeklerde hep arkadaşlara giderdim.Ama bunları yaparken iş yapabilme kabiliyetime güveniyordum.Hesaplayamadığım tek şey çevremin babam sayesinde olmasıydı.Bir yapmaya kalkışsam bir arazi alacak olsam cebimde para yok bankaya gidiyorum. Banka müdürü tanıdık  ama babam benden önce gelip banka müdürüne para verirsen canını okurum dediği için bankalardan veya başka bir yerden para bulamıyordum.Ama azmettim çalıştım.Bu günlere çalışma ile geldim çalışma ve iş yapabilme kabiliyetimle.
İşlerimdeki dikkat ettiğim en önemli konu yaptığım işin en iyisini yapmaktır.Bunu kendime ilke ve görev bildim öyle yaptım,yapmaya devam ediyorum.






9 Ocak 2011 Pazar

ÜNİVERSİTEDEN GİRİŞİMCİLİĞE KONFERASINDAN NOTLAR-1

KONUŞMACILARIN GİRİŞİMCİLERE TAVSİYELERİ


GİRİŞİMCİ KİŞİ:

* Yenilik yapabilmeli

*Başarısızlıktan korkmamalı

*Her zaman iyi tarafı görmeli,aşırı iyimser olmalı

*Biraz deli olmalı

*Girişimciliğiyle bir acıyı dindirmeli bir derde çare olmalı

*İş planına sahip olmalı

*Tavsiye veren kişi olmalı

*Ürünü en iyi olmalı

*En iyi reklamı yapmalı

*Doğru zamanı çok iyi bulmalı

*Şansına ciddi manada inanmalı


  Eğer günlük düşüncelerle vaktinizi geçiriyorsanız  vaktiniz boşa geçiyor demektir.Buna göre çalışın buna göre plan yapın.

  Unutmayın bir ülkenin gelişmesi istihdamı artırarak değil yeni girişimler yaparak sağlanır.

6 Ocak 2011 Perşembe

YÖNETİM 11 KONFERANSINDAN NOTLAR -1

Prof. Dr. Canan ÇETİN 'DEN LİDERLİK KONUSUNDA TAVSİYELER


* Değişime açık olun.Değişim: olumlu yönde fark  yaratmaktır.

* Lideri lider yapan 1-İletişim Becerisi 2-Vizyon 3-Motivasyondur.

* Hedefinizi yıldızlar yapın hedefi yıldızlar olan hem gecenin hemde gündüzün sahibidir.

*Her şeyi öğrenme vasıtası olarak göreceksin.

* Lideri lider yapan hayatının merkezine ilkeleri koymasıdır.

* Bu ilkeler doğruluk,dürüstlük,adalet,hakkaniyet,kalite,sevgi,saygı,onur ve benzeri ilkeler......

* Hayatın merkezine parayı,malı,mülkü,işi koymayın önce ilkleri koyun.

* Etik kurallarına uyun.

* Hayatınızı önemli işler %80 acil işler %20 olacak şekilde şekillendirsin

* Staj yapın kesinlikle staj yapın

* Kıyafetlerinize özen gösterin  muhakkak bir siyah takımınız olsun.

* Maillerinizi günde en az üç defa kontrol edin.

* İçsel motivasyonunuzu yüksek tutun özgüveni olan kişi tercih sebebidir.

* Farklılık yaratmak yani değer yaratmak önemlidir.

* Kendini iyi tanıyan eksikliklerinin ve değerlerinin  farkında olan kişi iyi bir liderdir.

* Kalite ,maliyet,hız = rekabet günümüz rekabetin son nokta da olduğu bir gündür

* Rekabetin farkında olun ona göre vizyonunuzu belirleyin.

3 Ocak 2011 Pazartesi

SOSYAL MEDYAYA DİKKAT

İşverenler adayları önce internette araştırıyor
09.08.10
Monster.com.tr işverenlerin işe alımlarda, adayların iş başvurularında interneti ne kadar etkin kullandığını araştırdı. Türkiye’nin önde gelen 155 şirketinin İnsan Kaynakları Yöneticileri ve 2100 adayla yapılan “Online İtibar Araştırması” çarpıcı sonuçlarıyla dikkat çekiyor. Araştırmaya göre, işverenlerin yüzde 64’ü adayları değerlendirirken online profillerini de göz önünde bulunduruyor. Buna karşın adayların yüzde 68’i online itibarlarının işe alımdaki öneminin farkında bile değil!
Monster’in Türkiye ofisi, işe alımlarda ve iş başvurularında internetin ne kadar etkin kullandığını ortaya koyan “Online İtibar Araştırması”nı gerçekleştirdi.  Türkiye’nin önde gelen 155 şirketinin İnsan Kaynakları Yöneticisi ve 2100 adayla yapılan araştırmaya göre, işverenlerin yüzde 64’ü iş görüşmelerinden önce ya da sonra internette adayların profillerini inceliyor. İşverenlerin adaylar hakkında bilgi almak için inceledikleri siteler arasında, Google, Facebook, Linkedin ve Twitter yer alıyor. Bu gibi sitelerde profili bulunan adayların online itibarları işe alımlarda önemli bir etki yapıyor.
Monster üzerinden 2100 adaya bu konudaki fikirleri sorulduğunda ise ortaya çıkan sonuç işverenlerin tam tersi ir durumu ortaya koyuyor. Adaylara internet üzerindeki online profillerinin işverenler tarafından dikkate alınıp alınmadığı sorulduğunda, anket katılımcılarının yüzde 32’si evet yanıtını verirken, yüzde 68’i işverenlerin online profillerine bakmadığını düşünüyor!
Türkiye sosyal medya kullanımında dünya liderleri arasında!
Türkiye’de nüfusunun yarısı 30 yaşın altında, ve Avrupa’nın en genç çalışanları da Türkiye’de bulunuyor. Dünyada internet kullanıcı sayısında 11’inci, Facebook kullanıcısı sayısında dünyada 4’üncü, Avrupada birinci sırada yer alıyor. Türkiye’de internet kullanan nüfusun yüzde 77’si 16-34 yaş arasında ve bu genç nüfus haftada en az 8 saatini internette geçiriyor. Sosyal networking günümüzün yükselen trendlerinden biri. Türkiye’de internet kullanıcıları  zamanın büyük bir kısmını sosyal mecralarda geçiriyor.
Adaylar ve işverenler iş arayış ve işe alım süreçlerinde sosyal medya kanallarına sıklıkla başvuruyor. Monster, bu noktadan hareketle hem iş arayanların arayış süreçlerini kolaylaştırmak, hem de işverenlerin, kişiler hakkında profesyonel anlamda bilgi edinebilmelerine olanak tanımak ve şirketlerin işveren markalarını yeni nesil iletişim kanallarında gösterebilmesine olanak sağlamak amacıyla sosyal medya kanallarını etkin olarak kullanıyor. 
Monster’den adaylara “online itibar artırma” önerileri
Monster uzmanları, Online İtibar Araştırmasında çıkan çelişkili durumu adayların lehine çevirecek öneriler sunuyorlar. Adayların iş arama süreçlerinde daha başarılı olmaları için online profilleriyle iyi bir itibar yaratmaları konusunda yapmaları gerekenler şöyle sıralıyorlar:
Sosyal Networking Gaflarından Uzak Durun ve iyi bir E-İtibar yaratın!
1-Kendinizi Google’layınGoogle ve Yahoo gibi popüler arama motorlarına kendi adınızı aratın. Karşınıza itibarınıza zarar verebilecek bilgiler çıkarsa, bilgilerin yer aldığı siteyle iletişime geçip kaldırılmasını sağlayın.
2-Sosyal Networking sitelerindeki profillerinizi gözden geçirin:Facebook , Linkedin, Friendfeed  gibi sitelerde müstakbel işvereninizi rahatsız edebilecek fotoğraflar ya da hikayeler paylaşıp paylaşmadığınıza bakın. Arkadaşlarınız, hakkınızda negatif bir şey yazmış mı kontrol edin. Facebook’ta üye olduğunuz grupları da gözden geçirmeyi unutmayın. Youtube’da yayınladığınız video içerikleri ya da Twitter’daki yazılarınızın da işverenler tarafından görülebildiğini unutmayın!
3-Kişisel web sitenizi ve blogunuzu gözden geçirin: İşverenlere ters düşebilecek konuları ya da deneyimlerinizi kişisel web siteniz ya da blogunuzda paylaşmamaya dikkat edin.
4-Kendi tarzınızı seçin: Sosyal networking servislerinin size sunduğu her çağrıya balıklama atlamayın. Bazı siteler profesyonel alanlara yönelirken, bazıları kız/erkek arkadaş bulmaya yoğunlaşmıştır. Birçoğu ise iş ve keyfi aynı anda sunar: Bir anda yeni bulduğunuz arkadaşınızla mucizevi bir uyum yakalayabilir ve sonra onun aslında hayallerinizin şirketinde çalıştığını öğrenebilirsiniz.
5-Profilinizi düzenleyin: Sadece eğlence amaçlı oluşturulmuş sosyal networking siteleri bile kariyeriniz için olumlu bağlantılar kurmanızı sağlayabilir. Müstakbel bir patronun görmesini istemeyeceğiniz hiçbir şeyi profilinizde bulundurmamaya özen gösterin. Bu özellikle profesyonel amaçlar için kullandığınız siteler için dikkate alınması gereken bir nokta. Potansiyel firmalar sizin online profilinize ulaşabilir ve buradan sizinle ilgili bir yargıya varabilirler. Bunu aklınızda bulundurun ve profilinizi potansiyel firmaların görmelerini isteyeceğiniz şekilde düzenleyin.

2 Ocak 2011 Pazar

SUSTUM

Sustum sadece  sustum
Onca haykırışın,çığlığın içinde
Sadece sustum.

Belki masumiyetle taçlanmış
Haklılığın ifadesi
Belki de mazeretle perçinlenmiş
Haksızlığın ifadesidir suskunluğum

Bilmem ki susmak mı
Yada haykırıp bütün her şeyi mahvetmek midir?
Doğru olan

Bir ikilemdir belki de bu
Aşık olduğum seni sende sensiz yaşamak gibi

Sustum sustum
Sustukça hem haklı
Hemde haksız oldum

O zaman anladım işte
Ben sensizliği yada sende sensizliği seçmişim

   ADEM HÖCÜ

1 Ocak 2011 Cumartesi

OLMAMALI

Koskoca bir yıl geçti biraz daha yaşlandık biraz daha tecrübe kazandık geçen bu bir yılla biraz daha aldandık biraz daha hüzünlendik Bu geçen bir yıl bize çok şey öğretti.İnsanlara gerektiğinden fazla değer vermemeyi bir kere daha hatırlattı.Bir çok yeni tecrübe kazandırdı.İnsanların kendinden başka kimseyi düşünmediği bencil bir dünya düzeninin var olduğu  tecrübesini kazandırdı geçen bu bir yıl.Anladık ki biz bu geçen bir yılla her şey öyle toz pembe değil hayatın gerçekleri var acımasız gerçekleri.Koskoca dünyada tek başınasın herkes ama herkes kendini düşünür  seni incitmeye,sana çelme takmaya, seni alt etmeye çalışır.Neden? Neden bencil olmuş bu dünya ,neden bu kadar acımasız insanlar?En yakının çevrendeki insanlar  neden senin kuyunu kazmak ister? Var elbette onların da bir nedeni sana kuyu kazıyor ki sen aşağı inesin  o yüksekte olsun seni alt etsin.Ama yok olmaz ki hangi hangi ideolojide , hangi dinde ,hangi mezhepte ,hangi kitapta yazıyor bencillik  olmamalı, toplum bilinci,kardeşlik sevgisi olmalı,insanlar arasında bencillikten arınmş duygular olmalı. Dünyayı kin ve nefret bürümemeli…..